Otizm, yaşamın ilk 3 yılı içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu
devam eden bir gelişimsel sendromdur. Bireyin sosyal yaşamını, iletişim
becerilerini ve davranışlarını etkileyen bir bozukluktur.
Otizm hakkında konuşurken, “yaygın gelişimsel bozukluklar”
veya “otistik spektrum bozukluğu” terimleri ile sıklıkla karşılaşırız. Bunlar genel sınıflamalardır ve temelde hepsinin dayandığı ortak özellikler vardır. Bunun yanı sıra, her sınıflandırmanın da kendine özgü bir takım özellikler içermesinden dolayı, ortaya farklı tablolar çıkabilmektedir. Bu tablolarda görülen
belirtiler ve özellikler, hafiften ileri dereceye kadar bir çeşitlilik
göstermektedir.
Yaygın gelişimsel bozukluklar yelpazesi içinde yer alan
bozukluklar:
·
Otistik
bozukluk
·
Asperger
sendromu
·
Rett
sendromu
·
Çocukluk
çağı disentegratif bozukluğu
·
Başka
türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluk (PDD-NOS) (atipik otizm)
Otizmde görülen
temel belirtiler 3 grup içinde yer alır:
- Toplumsal
ilişkilerde bozukluk
- Sözel ve sözel olmayan iletişimde bozukluk
- Takıntılı, tekrarlayıcı davranışlar, ilgi
alanında ve hayal gücündeki kısıtlılık / oyun becerilerinin gelişiminde
bozukluk
1)
Doğumdan
itibaren yavaş bir gelişme, motor ve zihinsel becerilerde gecikmeler ve otistik
davranışların sekizinci ay civarında belirmesi
2) Doğumdan itibaren normal ya da
normale yakın bir gelişme sürecinin ardından, gelişmenin 18 ay civarında
gerilemesi ya da öğrenilenlerin kaybolması
OTİZMİN GÖRÜLME
SIKLIĞI NEDİR?
·
2008 yılından
sonra yapılan bazı araştırmalara göre, her 88 çocuktan birinin otizm
özellikleri gösterdiği belirlenmiştir.
·
Otizm, erkek
çocuklarda kızlara oranla 4 kat fazla görülmektedir, ancak kız çocuklarında
daha ağır seyrettiği belirtilmektedir.
·
Son yıllarda
otizmin hızla arttığı bildirilmektedir. Buna neden olarak ;
ü Toplumdaki farkındalığın artmasıyla otizmin daha iyi
tanındığı ve hafif düzeylerinin de bu hesaba katıldığı düşünülmektedir.
ü Çevre kirliliği, radyasyon, beslenme alışkanlıklarının
değişmesi gibi nedenlerle bu sayının arttığı düşünülmektedir ancak bu konuda
yeterli bilimsel veri bulunmamaktadır.
OTİZMİN ÖZELLİKLERİ
:
· Göz kontağı kurmaktan kaçınırlar
· Çevrelerine karşı ilgisizdirler
· İnsanlarla iletişim kurmaktan kaçınırlar
· İsteklerini ifade etmekte zorlanırlar
· Anlamlı oyun oynamakta zorlanırlar
· Yaşıtlarıyla iletişim kurup oyun oynamaktan
kaçınırlar
· Oyunlarında hayal gücünü kullanmakta zorlanırlar
· Farklı düşünce şekillerine sahiptirler:
ü Detaylara aşırı odaklanıp bütünü görmekte
zorlanabilirler
ü Soyut düşünce, mecaz anlamlar, neden- sonuç ilişkileri
ve muhakeme becerilerinde güçlük yaşarlar
ü Başkalarının duygu, düşünce ve niyetlerini anlamakta güçlük
çekerler
· Konuşmanın gecikmesi, hiç gelişmemesi veya
farklı bir dil kullanımı söz konusu olabilir
· Duydukları bir kelimeyi/cümleyi sürekli olarak
tekrarlayabilirler
· Belirli nesnelere takıntı düzeyinde bağımlılık
geliştirebilirler (elinde sürekli bir obje tutma isteği görülebilir). Oyuncaklardan çok, mutfak aletleri, deterjan,
şampuan kutuları, kredi kartları, market dergileri vs. ilgilerini çekebilir
· Ellerini, parmaklarını sallama, vücudunu ileri-geri
sallama, kendi etrafında dönme, yuvarlak nesneleri döndürme, objeleri sıralama
gibi takıntılı davranışlar (stereotipik hareketler) görülebilir
· Değişikliklere karşı direnç gösterebilirler,
hep aynı rutin içinde yaşama ihtiyacı duyarlar
· Duygu durumunda ani değişimler, nedensiz ağlamalar
ve gülmeler görülebilir
· Görme, işitme, koklama, dokunma ve tat alma
gibi duyusal uyaranlara farklı ve garip tepkiler verebilirler
· Parmak ucunda yürüme görülebilir
· Sınırlı konularda bazı özel yetenekler
gösterebilirler
· Dikkat problemleri, hiperaktivite, uyku
sorunları, yeme sorunları, epilepsi nöbetleri (%20-50), kendine ve çevreye
zarar verici davranışlar otizme eşlik edebilir
· Vücut ve kas kontrolüyle ilgili sıkıntı
yaşarlar, kaba motor ve ince motor gelişim alanlarında beceriksizdirler,
desteğe ihtiyaç duyarlar
ERKEN TANININ ÖNEMİ!
Otizmin erken dönemde farkına varılması ve tanılanması,
ileriki dönemde çocuğun gelişimi adına önemli rol oynamaktadır. Gelişimdeki
sapmalar ve farklılıklar ne kadar erken farkına varılırsa ve müdahale edilirse,
gelişmeler o kadar hızlı görülmektedir.
Anne-babalar çocuklarını bebeklik dönemi dediğimiz 0-2
yaşları arasında iyi gözlemlemeli, her hangi bir farklılık gördüklerinde, önce
çocuk doktorlarına, gerekirse de bir çocuk psikiyatrisi uzmanına danışmaları
uygun olacaktır.
Peki ne zaman bazı
şeylerin ters gittiğinden şüphe duymalı ve bir uzmana başvurmalı?
·
Çocuğunuz
ismi söylendiğinde dönüp bakmıyorsa,
·
Sizinle
göz kontağı kurmaktan kaçınıyorsa ve ya çok kısa süreli gözünüze bakıyorsa,
·
15
aylıkken hala anlamlı bir kaç kelimesi ve ya ma-ma-ma/ ba-ba-ba gibi hece
tekrarları yoksa,
·
İsteklerini
göstermek için işaret parmağını kullanmıyorsa,
·
Sizinle
iletişim kurup, ce-ee tarzındaki sosyal oyunlara karşılık ve ya tepki
vermiyorsa,
·
Oyuncaklarla
amaca yönelik biçimde oynamıyorsa (arabayı yerde sürmek yerine, sürekli
tekerleklerini çeviriyorsa),
·
Yetişkinle
ortaklaşa dikkat ve karşılıklı etkileşime girme çabası göstermiyorsa,
·
Nesneleri
yan yana, alt alta sıralama, belirli nesnelere aşırı bağlanma ya da, aynı rutin
davranışları tekrarlama ihtiyacı duyuyorsa,
·
Sanki
siz orada değilmişsiniz ve ya işitmiyormuş gibi etrafında olup bitene ilgisiz davranıyorsa,
·
Buna
rağmen, müzik kanalları, reklamlar ve ya baby tv tarzındaki çocuk kanallarını
gördüğünde ekrana kilitlenip kalıyorsa vakit kaybetmeden bir psikolog,
pedagog ve ya çocuk psikiyatrisi uzmanına başvurulmalıdır.
Erken dönemde otistik spektrum
bozukluğuna dair tanı alan bir çocuk, yoğun şekilde sağlanacak özel eğitim
desteği ile, gelişimi adına önemli bir yol kat edebilmektedir. Otizmde
bu gün bilinen en etkili tedavi yöntemi ÖZEL EĞİTİMDİR!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder